31 Aralık 2013 Salı

Eldekileri değerlendirme.......(I)

Metalik çerçeveli saatleri çok severim..
Evimize eşantiyon bir saat gelmişti..
Yeni evimizin mutfağı için almayı planladığım saate ne kadar benziyorduuu..!














Ama üzerindeki marka ve logo ile çook iticiydi...


Zamanın birinde elime geçen ve elbet bir gün lazım olur diye sakladığım yanar dönerli kağıdım ile saati baştan yarattım.

Saatin ilk halini resmetmeyi unuttuğum için netten benzer bir saatin resmini ekliyorum;

ÖNCESİ



















Veee bu daa benim saatiiiimmm;

SONRASI

3 Aralık 2013 Salı

Ev yapımı tuzlu fıstık

Yer fıstığının faydaları saymakla bitmez.
Tabii, her şeyde olduğu gibi, yer fıstığının da azı karar çoğu zarar.
Günlük 10-15 adet yemenin uygun olduğu belirtiliyor, çoğu kaynakta.
Ancak, özellikle tuzsuz olanları tercih edilmeli.
Tuz alımı mümkün olduğunca azaltılmalı.
Kahverengi kabuklarının da lif açısından zengin olduğunu ve yenilebileceğini biliyorum.
Dışarıda hazır kavrulmuş olarak satılan yer fıstıkları fazlaca tuzlu olduğundan ben fıstığımı kendim kavuruyorum.
Kuruyemiş toptancılarından veya büyük aktarlardan kilo ile kabuksuz taze (çiğ/kavrulmamış) yer fıstığı alıyorum.
Kahverengi iç kabukları ayıklanmamış olanları tercih ediyorum.
Evde büyük bir eleğin içinde akan suyun altında karıştırarak yıkıyorum ve suyunun süzülmesi için bir süre bekliyorum.
Fıstıkları büyük ve biraz derin fırın tepsisine alıyorum.
Üzerlerine önce biraz tuz serpiyorum. Ardından biraz da un serpiyorum.
Bütün harcı karıştırıyorum.
Fırında 130-150 derece sıcaklıkta yaklaşık 15 dakika kavuruyorum.
Ara ara fırındaki fıstıkları karıştırmak fıstıkların eşit kavrulmasını sağlıyor.
Miss gibi koku etrafı sarmaya başladığında fırını kapatıp fıstıkları da dışarı çıkarın (fırın içinde kalınca içeride sıcaklık nedeniyle yanıp acılaşıyor).
Mutlaka tepsinin farklı noktalarından bir kaç tanesinin tadına bakın.
Eğer tam pişmemişse, pişme durumuna göre yeniden fırınlamanız veya fırın içinde bırakmanız gerekebilir.


Fıstıklarınızı soğuyunca vakit kaybetmeden ağzı sıkı kapanan kavanozlara koymayı unutmayın.
Fıstıklarınızı yıkadığınız için kabukları ile birlikte tüketebilirsiniz.

Afiyet olsun.

2 Aralık 2013 Pazartesi

İSTANBUL'DA BULUNAN TARİHİ ESERLER'İN BAŞLICALARI


TOPKAPI SARAYI



ÇİNİLİ KÖŞK


ESKİ ŞARK ESERLERİ MÜZESİ


AYA İRİNİ MÜZESİ


SOĞUK ÇEŞME SOKAĞI


CAFER AĞA MEDRESESİ


AYASOFYA


TÜRK-İSLAM ESERLERİ MÜZESİ (İbrahim Paşa Sarayı)


YEREBATAN SARNICI


HASEKİ HÜRREM HAMAMI


SULTANAHMET CAMİİ


HİPODROM MEYDANI


SULTANAHMET SOKULLU MEHMET PAŞA CAMİİ


SULTANAHMET BİNBİRDİREK SARNICI


 

29 Kasım 2013 Cuma

Püf noktası; Ekmeğimizi israf etmeyelim...!

1.seçenek;
Bayatlayan ekmeğinizi küçük parçalar haline getirerek kıtırlaşana kadar fırınlayın...
Plastik saklama kabında veya buzdolabı poşetinde haftalarca buzdolabında saklanabilir.
Çorbada, kebapta, ekmek aşında çok güzel oluyor...






















2.seçenek;
Fırınlanan parçaları blender ile un haline getirin...
Köfte harcı içinde, galeta unu kullanılan her yerde kullanabilirsiniz...
Ayrıca yumurtaya bulanmış tavuk parçalarını ekmek ununa bulayıp kızartırsanız bildiğiniz pane'den daha nefis bir lezzet elde edersiniz...





















Afiyet olsun...

Ev yapımı oyun hamuru

İnternette arama yaptığımızda çok çeşitli tariflerle karşılaştım.
Birkaç tarifi denedim; ya ben beceremedim ya da tariflerde bir tutarsızlık vardı.
En sonunda bir ayar tutturdum;


1su bardağı unu 1/4 su bardağı tuz ile karıştırıp, azar azar su ekledim..
Eklediğim su yaklaşık 1/2 bardak kadar.
Ele yapışmayan bir hal alana kadar un ekledim; tıpkı kurabiye yapar gibi..
Evde parmak boyasi vardı, ayrı ayrı top yapıp karıştırdım.
Biraz da renksiz hamur ayırdım.
Resimlerdeki plastik saklama kabının içinde buzdolabında günlerce bozulmadı.
Dolaptan çıkardığımda hafif terleme yapıyordu ve ele yapışıyordu.
Çocuklara vermeden önce iyice yoğurunca kıvam alıyordu.

İyi eğlenceler...


Püf Noktası: Limon kabuklarını değerlendirme....(I)

Limonun hayatımızdaki kullanım alanı çok geniş..
Eminim herkesin limonla ilgili farklı bir kullanım bilgisi vardır.
Benim yıllardır yaptığım bilmeyen arkadaşlarımı da çok şaşırtan bir uygulamam var;

Suyu sıkılmış limonlar ile önce ellerimi ovarım..

Sonra da açık kısımları suyun geliş yönüne bakacak şekilde bulaşık makinesine koyarım.

İçerde kirli bulaşık varken, kötü kokuyu bastırıyor.
1 kez bulaşıklarla beraber yıkandıktan sonra atıyorum kabukları

Yıkama bittiğinde kapağı açınca karşılaştığım koku inanılmaz güzel oluyor..

Tavsiye ederim..

11 Kasım 2013 Pazartesi

Bi'habersin hayatımdan..

Haberin var mı

Kaç kez üzüldüm
Kaç kez kırıldım
Kaç kez yıkıldım
Kaç kez aldatıldım
Kaç kez affettim

Haberin var mı

Kaç kez sendeledim
Kaç kez uzandım tutunamadım
Kaç kez düştüm
Kaç kez kalktım

Haberin var mı

Kaç kez döküldüm
Kaç kez saçıldım
Kaç kez doldum
Kaç kez taştım

Haberin var mı

Kaç kez parçalandım
Kaç kez dağıldım
Kaç kez toparladım
Kaç kez toparlandım

Haberin var mı

Kaç kez vuruldum
Kaç kez öldüm
Kaç kez gömüldüm
Kaç kez yeniden doğdum
Haberin var mı...?

30 Mayıs 2013 Perşembe

TÜKENMİŞLİK SENDROMU MODASI

Kargalardan bile önce uyanırsın, uyandırılırsın.
Gecenin nasıl geçtiğini sorma; tahmin bile edemezsin.
Önceki günü bitiremeden yeni bir güne devam edersin..
Hani derler ya; anlatılmaz yaşanır diye, aynen öyle...
Şikayetçi değilsin ki, dünyanın en zor ama en zevkli işi bu.
Ne ekersen onu biçersin, ne verirsen onu alırsın, karşısına nasıl geçersen karşında onu görürsün..
Attığın her adıma, ağzından çıkan her söze dikkat etmelisin.
Rol değil ki bu, önceden yazılmış bir senaryo da yok; spontane gelişiyor olaylar.
Reality Show dedikleri, hayatın ta kendisi..!
Senaryo yok dediğime bakma, kader başlı başına bir senaryo değil mi, hayatının akışı için oluşturulan?
İnsan biraz da kendi şekillendirmiyor mu kaderini, yaptığı seçimlerle?
Ee, nedir bu yılgı, nerden geliyor bu bezmişlik?
Durmadan söylenmenin, mızıkçılık yapıp şikayet etmenin anlamı ne?
Zaten bitmiş olan enerjini daha da azaltman, motivasyonunu kırman nereye götürecek seni?
Silkelen ve kendine gel!
Yapman gerekenler var, sana mecbur olan muhtaç olan insanlar var.
Sorumlusun sen; sorunlu olamazsın..
Elbette ki senin de bazen bir durmaya, soluklanmaya ihtiyacın olacak.
Ama elini çabuk tut, nefesini derin derin al, ver ve yoluna devam et.
Sadece nefes alıp vermekle mi yenilenir insan, biraz da uzanmak ve hatta belki şekerleme yapmak gerekmez mi..
Tabii ki, ama uzatma..!
Elindeki imkanlar belli, bunları azaltıp arttırmak senin elinde.
O televizyonda gördüğün artistler, teknik adamlar gibi TÜKENDİM deyip kaçma, her şeyi herkesi yüzüstü bırakma lüksün yok senin.
Her şeyi olup da hiçbir şeyi yokmuşçasına mutsuz ve umutsuz insanlardan değilsin sen.
Olamazsın.
Hadi durma çalıştır saksıyı; şu sıkıştığın yerden çıkmak için bir yol bul..
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda saklıdır..!

6 Ocak 2013 Pazar

Yıldönümü kutlaması....


Bir adam var...
Bir adam;
İçimi ısıtan..
Bir adam diyorum;
Yüreği kocaman...

İçten, ürkütmeden
Yormadan; ama hiç durmadan
Sormadan;
İçeri öyle paldır küldür dalan,
Görmek istediklerimi seren,
Duymak istediklerimi söyleyen
Sessiz ve derinden gelen
Bir adam var diyorum...

Gözlerimdeki ışığa
Yüreğimdeki tatlı kıpırtıya
Ruhumdaki eşsiz huzura sebep
Genç bir adam...

Dünyamı aydınlatan,
Yazdığım şiirlere ilham
Adam gibi bir adam...

Bir adam var diyorum;
Ben bu adamı seviyorum....

1-16 Haziran 2003