7 Ocak 2015 Çarşamba

Evlilik yıldönümümüz..


Evliliğimizin 8.yılını doldurduk seninle bugün...
Beraberliğimizin de 11,5 yılı geride kalmış oluyor..

Çoğu beraberliklere çoğu evliliklere göre az bir süre olabilir; ama dolu dolu yaşadık biz bu zamanları...

Gençtik, toyduk..
Beraber yoğurulduk, beraber şekillendik..
Sen benim boşluklarımı doldurdun, ben de senin..
Sen benim sivriliklerimi törpüledin, ben de senin..
Şimdi dişli çark misali uyum içinde tıkır tıkır işliyoruz...

Sen kızgın bir Volkan, ben gürül gürül akan bir Çağlayan iken birleşip buharlaştık gökyüzüne huzurla...

Hayaller kurduk daha yolun henüz başındayken,
Çok koştuk, yorulduk kimi zaman,
Güvendiğimiz dağlara karlar yağdı zaman zaman;
Ama biz hiç yılmadık..
Sevgi ektik emek emek, 
Sabrettik, 
Sebat gösterdik; 
Meyvelerini topluyoruz şimdi..

Tek tek gerçekleştirdik tüm hayallerimizi, çok şükür...

Yuvamız
ve
Rabbim'in emaneti yavrularımız;
En güzel hediyelerimiz..

Acısıyla, tatlısıyla seninle yaşadığım her an için şükrediyorum..

Bunca zaman her ne yaptıysak 
Bundan sonra da aynısını yapalım,
Bunca zaman nasıl sevdiysek
Bundan sonra da öyle sevelim..

Sağlıkla, huzurla, mutlulukla,
daha nice güzel yıllarımız olsun sevdiğim...

11 Eylül 2014 Perşembe

"Kitap"a dönüşüm..

Yaşasın..
Artık kitap okumaya başladım. Okuyabilmek için farklı uğraşlardan vazgeçebilmeyi veya uykumdan taviz vermeyi öğreniyorum yavaş yavaş..
3 yıllık hasret Franz Kafka Dönüşüm ile son buldu...
Sayfalarının az olmasına aldanmayın; satır aralarında bile çarpıcı mesajlar saklı.
Okurken farketmediginiz bu mesajları çevirmen notu ile kitap sonunda öğreniyorsunuz..
Yazım tarihi neredeyse 100 yıl önce olan bu kitabın ana fikrinin halen geçerliliğini koruyor olması hem ürkütücü hem de insanoğlunun kimyasının kolay kolay değişemeyeceğinin yegâne göstergesi.
Ayrıca bu durum Kafka'nın ne derecede önemli bir tespit yaptığının ve edebi gücünün kanıtı..
Şiddetle tavsiye ediyorum....

31 Aralık 2013 Salı

Eldekileri değerlendirme.......(I)

Metalik çerçeveli saatleri çok severim..
Evimize eşantiyon bir saat gelmişti..
Yeni evimizin mutfağı için almayı planladığım saate ne kadar benziyorduuu..!














Ama üzerindeki marka ve logo ile çook iticiydi...


Zamanın birinde elime geçen ve elbet bir gün lazım olur diye sakladığım yanar dönerli kağıdım ile saati baştan yarattım.

Saatin ilk halini resmetmeyi unuttuğum için netten benzer bir saatin resmini ekliyorum;

ÖNCESİ



















Veee bu daa benim saatiiiimmm;

SONRASI

3 Aralık 2013 Salı

Ev yapımı tuzlu fıstık

Yer fıstığının faydaları saymakla bitmez.
Tabii, her şeyde olduğu gibi, yer fıstığının da azı karar çoğu zarar.
Günlük 10-15 adet yemenin uygun olduğu belirtiliyor, çoğu kaynakta.
Ancak, özellikle tuzsuz olanları tercih edilmeli.
Tuz alımı mümkün olduğunca azaltılmalı.
Kahverengi kabuklarının da lif açısından zengin olduğunu ve yenilebileceğini biliyorum.
Dışarıda hazır kavrulmuş olarak satılan yer fıstıkları fazlaca tuzlu olduğundan ben fıstığımı kendim kavuruyorum.
Kuruyemiş toptancılarından veya büyük aktarlardan kilo ile kabuksuz taze (çiğ/kavrulmamış) yer fıstığı alıyorum.
Kahverengi iç kabukları ayıklanmamış olanları tercih ediyorum.
Evde büyük bir eleğin içinde akan suyun altında karıştırarak yıkıyorum ve suyunun süzülmesi için bir süre bekliyorum.
Fıstıkları büyük ve biraz derin fırın tepsisine alıyorum.
Üzerlerine önce biraz tuz serpiyorum. Ardından biraz da un serpiyorum.
Bütün harcı karıştırıyorum.
Fırında 130-150 derece sıcaklıkta yaklaşık 15 dakika kavuruyorum.
Ara ara fırındaki fıstıkları karıştırmak fıstıkların eşit kavrulmasını sağlıyor.
Miss gibi koku etrafı sarmaya başladığında fırını kapatıp fıstıkları da dışarı çıkarın (fırın içinde kalınca içeride sıcaklık nedeniyle yanıp acılaşıyor).
Mutlaka tepsinin farklı noktalarından bir kaç tanesinin tadına bakın.
Eğer tam pişmemişse, pişme durumuna göre yeniden fırınlamanız veya fırın içinde bırakmanız gerekebilir.


Fıstıklarınızı soğuyunca vakit kaybetmeden ağzı sıkı kapanan kavanozlara koymayı unutmayın.
Fıstıklarınızı yıkadığınız için kabukları ile birlikte tüketebilirsiniz.

Afiyet olsun.

2 Aralık 2013 Pazartesi

İSTANBUL'DA BULUNAN TARİHİ ESERLER'İN BAŞLICALARI


TOPKAPI SARAYI



ÇİNİLİ KÖŞK


ESKİ ŞARK ESERLERİ MÜZESİ


AYA İRİNİ MÜZESİ


SOĞUK ÇEŞME SOKAĞI


CAFER AĞA MEDRESESİ


AYASOFYA


TÜRK-İSLAM ESERLERİ MÜZESİ (İbrahim Paşa Sarayı)


YEREBATAN SARNICI


HASEKİ HÜRREM HAMAMI


SULTANAHMET CAMİİ


HİPODROM MEYDANI


SULTANAHMET SOKULLU MEHMET PAŞA CAMİİ


SULTANAHMET BİNBİRDİREK SARNICI


 

29 Kasım 2013 Cuma

Püf noktası; Ekmeğimizi israf etmeyelim...!

1.seçenek;
Bayatlayan ekmeğinizi küçük parçalar haline getirerek kıtırlaşana kadar fırınlayın...
Plastik saklama kabında veya buzdolabı poşetinde haftalarca buzdolabında saklanabilir.
Çorbada, kebapta, ekmek aşında çok güzel oluyor...






















2.seçenek;
Fırınlanan parçaları blender ile un haline getirin...
Köfte harcı içinde, galeta unu kullanılan her yerde kullanabilirsiniz...
Ayrıca yumurtaya bulanmış tavuk parçalarını ekmek ununa bulayıp kızartırsanız bildiğiniz pane'den daha nefis bir lezzet elde edersiniz...





















Afiyet olsun...

Ev yapımı oyun hamuru

İnternette arama yaptığımızda çok çeşitli tariflerle karşılaştım.
Birkaç tarifi denedim; ya ben beceremedim ya da tariflerde bir tutarsızlık vardı.
En sonunda bir ayar tutturdum;


1su bardağı unu 1/4 su bardağı tuz ile karıştırıp, azar azar su ekledim..
Eklediğim su yaklaşık 1/2 bardak kadar.
Ele yapışmayan bir hal alana kadar un ekledim; tıpkı kurabiye yapar gibi..
Evde parmak boyasi vardı, ayrı ayrı top yapıp karıştırdım.
Biraz da renksiz hamur ayırdım.
Resimlerdeki plastik saklama kabının içinde buzdolabında günlerce bozulmadı.
Dolaptan çıkardığımda hafif terleme yapıyordu ve ele yapışıyordu.
Çocuklara vermeden önce iyice yoğurunca kıvam alıyordu.

İyi eğlenceler...